
KELEBEK
11 Nisan 2022
DİNLEN* İSTANBUL
11 Nisan 2022
Öncelikli olarak “Mavi Vatan” kavramının kısaca tanımını yapalım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Karadeniz, Akdeniz ve Ege’deki yetki alanlarını kapsayan doktrine “Mavi Vatan” denmektedir. “Mavi Vatan”ın özüne baktığımızda; karasal vatandan hiç farkı olmadığı, anavatanın ayrılmaz bir parçası olduğunu görmekteyiz.
Adalar Denizi’nin Önemi
Biz Türkler tarafından “Adalar Denizi” denilen Ege Denizi; Karadeniz ve Akdeniz arasında yer alan, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından sonra en önemli su yoludur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaptığı dış ticaretin %90’lık dilimini deniz yoluyla gerçekleştirmektedir. Bu ticaretin ise %75’i, Ege Denizi vasıtasıyla yürütülmektedir. Türkiye’de değişen yaşam biçiminin getirilerinden biri olan petrol ihtiyacı, büyük oranda ithalatla karşılanmaktadır. Ege Denizi, Türkiye için sadece bir deniz yolu değil; aynı zamanda milli, askerî, siyasi, ekonomik, coğrafi, jeopolitik, stratejik önemler taşıyan ve hava ulaşımının da yoğun olarak devam ettiği bir sahadır. Adalar Denizi’nin balıkçılık ve hidrokarbon zenginlikleri gibi doğal zenginlikleri de mevcuttur. Bunlardan ötürü Adalar Denizi’nin önemi artmaktadır.
Ege Denizi’nde Temel Sorunlar
Yunanistan, 1931 yılında sivil havacılık ve hava polisliğini bahane edip 3 millik karasularını 10 mile çıkararak günümüz Ege sorunlarının başlangıcını tetiklemiştir.
Yunanistan’ın;
- 1936 yılında karasularını 6 mile çıkarması,
- 1952 yılında belirlenen Uçuş Malumat Bölgesi (FIR)’ni egemenlik alanı gibi kullanma girişimleri,
- 1960’lardan sonra Ege’de “Gayri Askerî” statüdeki Adalar’ı silahlandırması,
- 1973 ve 1987 yıllarında gündeme getirdiği ve Türkiye’nin çıkarlarını hiçe sayan kıta sahanlığı sorunu,
- 1987 yılında IMO’ya deklere ettiği arama-kurtarma sahasını FIR ile kesiştirme isteği, Ege’deki sorun alanları oluşturmaktadır.
Kardak Kayalıkları’nın hâkimiyet tartışmaları ile başlayan egemenliği, uluslararası antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmiş; Ada/Adacık/Kayalıklar (EGAYDAAK) Sorunu, 1996 yılında gündeme gelmiştir.
Yunanistan, Ege ve Akdeniz’i irtibatlandırmaya ve çözümsüzlük yaratmaya çalışmıştır. Mevcut durumu iyice çıkmaza sokarak problemlerin çözülemez bir hal almasına sebep olmuştur.
Megalo İdea Nedir?
Öncelikli olarak “Büyük Fikir” anlamına gelen “Megali İdea” ya da “Megalo İdea”, Bizans’ın Konstantinopolis’i yani İstanbul’u kaybetmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu fikirdeki temel amaç, Yunanistan’ın Bizans’ı parlak çağlarına geri getirmesidir. “Megalo İdea” konusunda en çok çalışan kişi, Yunan tarihçi Rigas Ferros’tur. İlk “Megalo İdea” haritasını yayınlayan ve bu haritayı çoğaltıp Yunanca konuşan tüm topraklara dağıtan da Rigas Ferros’tur. Haritada bahsi geçen topraklar içinde Anadolu’nun yarıdan fazlası, Ege Adaları ile Girit, Rodos, Kıbrıs, Trakya ve İstanbul yer almaktadır.
“Megali İdea” maddeleri ise şöyledir:
- Yunanistan, bağımsızlığını ilan edecektir.
- Batı Trakya ve Selanik, Türklerden ne pahasına olursa olsun alınacaktır.
- Ege Adaları, Yunanistan’a verilecektir.
- 12 adanın tamamı, Yunanistan’a verilecektir.
- Batı Anadolu, Yunanistan’a verilecektir.
- Pontus Rum Devleti kurulacaktır.
- Kıbrıs, tamamen Rumlara bırakılacaktır.
- Girit, İmroz ve Bozcaada; Yunanistan’a verilecektir.
- Son olarak İstanbul, Türklerden alınarak Bizans İmparatorluğu yeniden kurulacak ve “Megalo İdea” gerçekleşecektir.
Sonuç olarak; günümüzde halen daha devam eden sorunlar silsilesi devam etmektedir. Yunanistan’ın gayri resmi çalışmaları ve uluslararası hukuku vurgulayarak yaptıklarını meşru kılma çabaları halen devam etse de “Mavi Vatan”ın anavatandan ayrılamaz bir bütün olduğunu unutmamak gerekir. Nasıl ki onların bu çabalarına 1919-1922 yılları arasında büyük darbeler vurduysak bugün de usulsüzlüklerini ve haksız iddialarını karşılıksız bırakmamalıyız.
Kaynak: Yunanistan Talepleri (Ege Sorunları) Soru ve Cevaplarla- Cihat Yaycı
Hakan SAKALLI




